EBBŞT 20. YILINI KUTLUYOR
İnsanlar, kentlerin yazgısı olabilir mi? Bir kentte, sanat tutkunu bir insan yetişiyor ve bu insan, o kentin, çağdaş uygarlığın vazgeçilmezi olan kültür-sanat ikliminde serpilmesini sağlıyor. Yılmaz Büyükerşen ve onun Eskişehiri’nden söz ediyoruz.
EBBŞT 20. YILINI KUTLUYOR*
30 Mart 2021
İnsanlar, kentlerin yazgısı olabilir mi? Bir kentte, sanat tutkunu bir insan yetişiyor ve bu insan, o kentin, çağdaş uygarlığın vazgeçilmezi olan kültür-sanat ikliminde serpilmesini sağlıyor. Yılmaz Büyükerşen ve onun Eskişehiri’nden söz ediyoruz.
Eskişehir bugün en çok tiyatro sahnesi olan kentler arasında ön sıralarda yer alıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kısıtlı bütçeyle Şehir Tiyatrosu ve Senfoni Orkestrası gibi iki önemli oluşumu 20. yılına ulaştırmıştır. Öncesinde ise 65 yıllık bir süreç var.
Serüven, gençlerin sanat/edebiyat alanlarında yetişmelerine olanak tanıyan Halkevlerinin 1950’li yıllarda kapatılmasıyla başlıyor. O yıllarda öğrenimlerini sürdürmekte olan gençler (Büyükerşen ve arkadaşları) bu eksikliği gidermek, Eskişehir’e sürekli olarak kültür-sanat hizmeti verilmesini sağlamak için uğraşmışlar. İleri görüşlü yazarlar, tiyatro insanları, fabrika müdürleri, komutanlar, kimi zaman da yerel yönetim onları desteklemiş. Böylece 27 Mart 1963’te Eskişehir’in ilk Şehir Tiyatrosu, ardından da çocuk tiyatrosu kurulmuş.
ESKİŞEHİR’DEKİ ‘COVENT GARDEN’
1968 yılında İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi başkan yardımcılığına getirilen Büyükerşen’in “üniversite tiyatrosu” kurmasıyla yeni bir atılım yapılmış. Daha sonra Anadolu Üniversitesi’nin kuruluşunun, Büyükerşen’in rektör oluşunun, üniversite bünyesinde kurulan Devlet Konservatuvarı’nın ilk mezunlarını vermesinin ardından düş gerçekleşiyor: Kentin Haller yöresinde oluşturulan ilk sahnede, konservatuvarı bitiren genç sanatçılar Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda üretime başlıyor. Tarih 27 Mart 2001. Yılmaz Büyükerşen, kentin belediye başkanıdır.
Haller’deki ilk sahnede ilk kez oyun izlediğimde, Londra’daki meyve/sebze hali olan Covent Garden bölgesinde yapılandırılmış sanat kurumlarını anımsayarak yazımda “Eskişehir’deki Covent Garden” başlığını kullanmıştım. EBBŞT artık, etkinliklerini 6 sahnede sürdüren, 20 yılda 5088 temsil sunarak yaklaşık 1.5 milyon seyirciye ulaşmış bir sanat kurumudur. Gösteri sanatları için oluşturulan uzamlarda Senfoni Orkestrası’nın konserleri, şenlikler, oyunlar, konuk opera, bale, tiyatro yapımları yer almaktadır. EBBŞT, ulusal/uluslararası düzeydeki tiyatro şenliklerine çağrı almakta ve çoğuna katılmaktadır. Oyun yapımları, Türkiye çapında verilen tiyatro ödüllerinden her yıl pay almaktadır.
ŞENLİKLER, TURNELER, ÖDÜLLER
İşte 20 yılın bilançosu: 47 yerli, 51 yabancı yetişkin oyunu ve 30 çocuk oyunu sahnelenmiş. Bu oyunlar içinde, 17 farklı müzikal ve müzikli oyun yer almış. Yurtdışında Yunanistan, Tunus, Rusya ve Belçika’da, yurtiçindeyse pek çok kentte 325 farklı turne yapılmış. Oyunlar yurtiçi ve yurtdışında 21 şenliğe katılmış. Sahnelenen oyunlar ve sanatçılar, Sanat Kurumu, İsmet Küntay, Lyons, Sadri Alışık, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği gibi kurumlar tarafından verilen tiyatro ödüllerinden 86’sına değer bulunmuş. 2006 yılında başlatılan Uluslararası Eskişehir Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali -pandemi dönemine gelininceye dek- 14 yıl boyunca aralıksız sürdürülerek dünyanın birçok ülkesinden tiyatro topluluğuna ev sahipliği yapmış.
Pandemi sürecinde ise seyircisinden uzak kalan topluluk sosyal medya üstünden gerçekleştirdiği Canlı Sohbet programlarıyla sanatçıları izleyicileriyle buluşturuyor. Ayrıca dijital düzlemde hazırlanan “Sesle Oyun” sunumu aracılığıyla, Çehov, Gogol gibi klasik yazarlarla birlikte modern yazarların imzasını da taşıyan tek kişilik oyunlar, sesli kitap tekniği benzeri bir yaklaşımla okunup canlandırılarak izleyicilere internet üstünden ulaştırılıyor. Küçüklere ise ünlü masallar ve Shakespeare oyunlarının öyküleri yine sesli anlatımla sunuluyor.
‘BİTMEZ BU OYUNLAR’ BELGESELİ
EBBŞT’nin 20. yıl kutlaması “Bitmez Bu Oyunlar” başlıklı belgesel ile gerçekleşiyor. Bu yapımda kurum sanatçılarının ve çalışanlarının anlatımlarına yer veriliyor; tiyatronun yitirdiği değerli hocalar anılıyor; oyunlardan görüntüler yanında, sahnelenmiş olan müzikli yapıtlardan seçilmiş şarkılar da yeniden söylenerek canlandırılıyor.
Tiyatro, Eskişehir’de kent halkının yaşam biçiminin bir parçası olmuştur. Bu sanatın daha büyük kentlerimizdeki tiyatrolarla yarış edebilecek düzeye gelmiş olması, Eskişehir seyircisini ayrıcalıklı bir konuma yerleştiriyor.
Uygarca bir varoluşa gönül vermiş insanların, yaşamını kentine adamış bir bilimci/siyasetçi sanat insanının önderliğinde ulaştığı tiyatroculuk başarısını kutlamaktayız. Bu mutlu serüvenine tanıklık edebilmiş olduğum için kendimi şanslı sayıyorum.
Emeği geçen herkese selam olsun! Nice yıllara...
*Bu yazı, Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmıştır.